Süper Lig

Emre golden önce faul yaptı!

Sarı-lacivertlilerin bu sezon geçen seneye göre en temel farkı, işler biraz kötü gittiğinde saha içinde olumlu anlamda reaksiyon veren görüntülerinin olması.

Bunu, oyun ve üretkenlik anlamında çok iyi bir şekilde yapmasa da mücadele anlamında en üst seviyede ortaya koyuyorlar.

Denizli deplasmanında da 4 merkez orta saha oyuncusuyla yer alan F.Bahçe, orta sahada dikine hızlı topu taşıyabilen oyuncu eksikliğini (zaman zaman Ozan yapsa da) ciddi anlamda bu eksikliği hissetti.

Rodrigues’in de sakatlıktan döndüğü ilk maçta, maç temposunun yeterli seviyede olmayışından, F.Bahçe’nin rakip yarı alandaki gol pozisyonu üretiminde kısır bir görüntü vermesine neden oldu.

Tolga’nın hücumda sağ çizgide oynamasının en büyük esprisi, ikinci santrfor gibi rakip ceza sahası içine çok akıllıca girip, pozisyon alması.

Nitekim geçmişte bu pozisyonda oynadığında goller de atmıştı ve F.Bahçe’nin attığı ilk golde de aynı oyun ezberiyle takımının öne geçmesini sağladı.

F.Bahçe’nin sol kenar oyunlarının, Hasan Ali’nin de sakatlıktan sonra maç temposu eksikliğiyle, Rodrigues’le beraber o kanadın işlevliğini azalttı. Özellikle hem dün kulübeden çıkamayan Moses gibi dikine gidip, adam eksiltebilen ve F.Bahçe’nin orta sahayla hücum arasındaki en güçlü pas bağlantısını yapan Kruse’nin olmayışı da hücumdaki çeşitliliği de etkiledi.

Ersun Yanal’ın hem 2-1 olduktan sonra oyuna geç müdahaleleri, Deniz’den hala sağ önde kenar oyuncusu beklentisi, çok doğru kararlar değildi.

Sarı-lacivertlileri Emre öncesi ve sonrası diye değerlendirmek gerekir. Emre öncesi ve sonrası; geceyle gündüz kadar, sarı-lacivertlilerin saha içindeki görüntüsünde, teknik, taktik, mental olarak farklılığı var.

Emre, F.Bahçe adına bir oyuncudan daha fazlası, saha içi ve saha dışında.

Ne VAR ne YOK! | Zeki Uzundurukan

Avrupa’sı olmayan ve haftada sadece 1 maça çıkan Fenerbahçe’nin, Denizlispor gibi ligde zor günler yaşayan bir takıma karşı daha coşkulu oynaması gerekirdi…

Evet, Fenerbahçe maça baskılı başladı ama ilk çeyrekten sonra Denizlispor oyunda dengeyi kurdu. Sonrasında pozisyona girmekte zorlanan bir Fenerbahçe, izleyenlerin adeta uykusunu getirdi.

Sarı-lacivertliler, İsla’nın ceza sahasına kestiği ortada golü buldu. Golde Vedat’ın direkten dönen kafa vuruşu şahaneydi.

Dönen topu tamamlayan ve golcü vuruşu yapan Tolga Ciğerci’yi de alkışlamak gerek. Çünkü Tolga, maç boyunca çok koştu, savunmaya gelip, kritik müdahaleler yaptı. Tam bir takım oyuncusu Tolga.

Emre Belözoğlu, sakatlığına rağmen büyük fedakarlık örneği göstererek oynadığı maçta, galibiyeti getiren isim oldu.

Emre kaptığı topu öyle ustalıkla Vedat’a gönderdi ki, asistin kralını yaptı. Vedat’a da sadece dokunmak kaldı.
İlk golde büyük payı olan Vedat, bu kez ağları havalandırarak maça damgasını vurdu.

Emre Belözoğlu çıktıktan sonra Fenerbahçe baskı yemeye başladı.

Oscar’ın attığı kafa golünde kaleci Altay hatalı bir çıkış yaparak, skorun 2-1’e gelmesine neden oldu. Bir kaleci böyle pozisyonlarda çıkıyorsa topa vuracak ya da kalesinde duracak…

Denizlispor’un en büyük silahı Rodallega dünkü maçta yoktu.

Buna rağmen Mehmet Özdilek yeni takımı ile özellikle ikinci yarıda Fenerbahçe’yi zorladı.

Fenerbahçe kazandı ama taraftarını coşturacak bir futbol oynayamadı.

Emre Belözoğlu ve Vedat Muriç ortaklığına, Tolga’nın savaşçılığı eklendi ve Fenerbahçe 3 puanla Denizli’den döndü.

Ancak şunu belirtelim ki; bu futbol Fenerbahçe’ye şampiyonluk yarışında yetmez…

Bu arada dünkü maçta hakem Fırat Aydınus kötü bir maç yönetti.

Ama VAR uyuyor mu?
Neden hakemin işini kolaylaştırmadı VARdakiler! Bu uygulama ya VARdır ya da YOKtur.

Son haftalarda YOK görünüyor.
O zaman VAR uygulaması kaldırılsın!

VAR olan bir şeyi YOK gibi göstermek en kötüsü çünkü!

Emre’den sonra… | Emre Bol

Vallahi helal olsun billahi helal olsun. Çatlak kaburgayla Denizli’ye gelip yine sahanın en iyilerinden biri olmayı başardın.

Emre’den bahsediyorum elbette…
39 yaşında diye burun bükülen Emre’den!

Sakat oynamasına karşın sağlamlardan daha iyiydi inanın.

Ersun Yanal sezon başından beri yama yapmaya öylesine alışmış ki; elinde kanatta oynamaya alışkın Deniz varken, tercihini Tolga’dan yana kullandı.

Yahu Ersun hoca, çocuğu liberoda oynattın, sol kanatta oynattın dün de sağ kanada koydun. Evine götür, çamaşırlarını da yıkasın!
Bir oyuncunun ayarlarıyla bu kadar oynanmaz.

İlk yarıda çok top kaybı yapmasına ve sahanın en kötüsü olmasına karşın golü atarak kilidi açan isim oldu.
Ne oldu şimdi; Ersun Yanal haklı mı çıktı? Tabii ki hayır.

Hiç riske girmeyip Deniz’le başlamasını beklerdim. Ayrıca şunu da söyleyim; bence ne Deniz ne de Tolga aslında kanat oynayamaz. Zira ikisinde de adam eksiltme özelliği yok ve gerektiği gibi hızlı değiller.

Fenerbahçe’yi EÖ ve ES diye ayırmak lazım. Emre’den önce ve Emre’den sonra…

Dün Emre’nin oyundan çıkmasıyla yine güvensiz ve ne yaptığını bilmez bir Fenerbahçe izledik. Düşünün skor 2-0 lehineyken bile oyunu tutmayı beceremediler.

Taraftar son dakikaları yine kabus gibi izledi.

Takımın oturması için Rodrigues’in toparlanması, Moses’in dönmesi ve Emre’nin asla sakatlanmaması gerekiyor.

Oyun kötü skor iyi | Gürkan Kubilay

Fenerbahçe maça etkili başladı.
İlk şans denemelerin de ceza sahası dışıdan Emre ve Rodrigues yaptı.

Ama ilk 5 dakikadan sonra tempo tüştü. İlk 15 dakikada topa yüzde 76 sahip olsa da rakip ceza sahasında etkili olamadı.

Sakatlıktan yeni çıkmış 2 bek (İsla ve Hasan Ali) ve 1 kanat adamına (Rodrigues) 4 ön libero eklenince hücumda istenilen verimi alamadı.

30 dakika dolduğunda hiçbir yaratıcılığı olmayan bu kadro isabetli 1 şut ve 1 orta yapabilmişti.

Denizli de iyice gömülüyor, ilk 30 dakika boyunca ne şutu, ne de korneri bulunuyordu. Denizlispor’un tek silahı kenar ortalarıydı.

F.Bahçe’de Hasan, Rodrigues ve Emre etkisiz, sağ kenarda oynayan Tolga istekli ama attığı gole kadar verimsizdi. İlk düzgün ortada Vedat Muriç havadan topla buluştu.

Kötü oynarken ilk yarıyı galip bitirmek teselli oldu.
İkinci yarı da temposuz başladı.

Öyle ki Denizlisor ilk kornerini 55’te attı. Rodrigues’in varlığını ise İsla’nın ortasına ve dripling yaptığı ama kötü vurduğu pozisyonlarda anladık.

Sakatlanmasına rağmen oyunda kalan Emre’nin presi ve mükemmel pası ile Muriç’in attığı gol Fenerbahçe’yi rahatlattı.

13 ortanın sadece 1’ine vurabilen Denizlispor’un 14. ortasında gol bulmasının nedeni Altay’ın hatalı çıkışıydı. Fenerbahçe panikledi.

Kenar ortalarına Denizlispor vurmaya başladı. Muriç, Ozan ve Serdar iyiyken, Gustavo da bu yarının kötülerine eklendi.

Tolga-Jailson ve Barrow-Sedat değişti. Deniz’in ortasını Rodrigues kaçırdı.

Fenerbahçe milli maç sonraları gibi tehlikeli bir dönemi deplasmanda kazanarak atlattı.

Öncesinde faul var | Erman Toroğlu

Maç yorumu yapabilmek için son derece zor bir karşılaşma oynandı dün akşam. Pozisyon olmayan bu maçta cümle kurabilmek için resmen iğneyle kuyu kazıyorsun.

Önce köşe başlarını yazalım… Maç sabaha kadar oynansa Fenerbahçe yenerdi, yine sabaha kadar oynansa Denizlispor yenemezdi. Aslında aynı iki yorum…

Fenerbahçe kalesine top az geldi. Yenilen golde de Fenerbahçe kalecisi Altay Bayındır’ın yüzde 100 hatası vardı.

Vedat Muriç’in direkten dönen kafa vuruşundan sonra Fenerbahçe’nin attığı ilk golde Muriç, rakibine faul yapmıyor.

Sarı-lacivertli takımın ikinci golünde ise Emre, rakibine önce vurup yere düşürüyor sonra topu alıyor ve Muriç’e golü attırıyor.

Yani pozisyonun başlangıcı net faul. Ama VAR burada ofsayt çizgisine baktı. Faule niye bakmadı, anlamak mümkün değil.

Oyunun sonunda Gustavo’nun ceza sahası önünde Denizlisporlu Mustafa Yumlu’ya yaptığı hareket kesinlikle faul.

Penaltı tartışmaları yapılıyor ama pozisyon dışarıda. Hakem burada faulü vermedi.

Maçın özeti şu; Fenerbahçeliler koştu, Denizlisporlular da koştu.

Fenerbahçeli oyuncuların top tekniği Denizlispor’dan daha iyi olduğu için F.Bahçe maçı kazandı.

Bakınız! Denizlispor, bu kadroyla ligde zorlanır. Fenerbahçe de bu oyunuyla şampiyonlukta zorlanır.

Kaç hafta geride kaldı, Fenerbahçe’nin oyun sisteminde bir ileriye gitme, tempo artışı yok.

Ama defansif yönde iyi mücadele yapıyorlar. Herkes rakibine basabiliyor, kimse oyundan kaçmıyor.

Geçen sene tek tek ve korkarak oynuyorlardı. Bu sene geliştirdikleri şekil bu alanda oldu.

Emre Belözoğlu milli takımda kaburgasından sakatlanmıştı.

O dönem “Uzun süre oynayamaz” deniyordu, bu maça 11’de çıkınca bazı kesimler tarafından eleştirildi.

Arkadaşlar! Ben bu sakatlığı futbolculuk döneminde yaşadım.

O zaman Eskişehirspor kaptanı Fethi ile çarpışmıştım. Üç kaburgam birden gitti. İlk başta çok ağrı çekersiniz.

Çünkü buraya cerrahi bir müdahale yapılmaz. Kalın bandajlarla o kaburgaları açarak ters tarafa doğru çekerek açarlar, akciğere zarar vermesin diye ve 15 gün zarfında da bir futbolcu oynayabilir.

Yani “Milli maçtan kaçtı, Fenerbahçe maçında oynadı” yorumları ile haksızlık yapılıyor.

Sakatlandığı gün “Şu kadar süre oynayamaz” diye uzun bir süre konuşuldu ama ‘Takım Oyunu’ programında yaptığım yorumda bu işin o kadar büyütülmeyeceğini, 15 gün zarfında oynayabileceğini söylemiştim. Nitekim öyle de oldu.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu